Anadolu’nun miras kumaşlarını tasarım dünyasına taşımayı hedefleyen Türkiye Dokuma Atlası projesi Cumhurbaşkanlığı Beştepe Sergi Salonu’ndaki sergiden sonra Türkiye’nin önde gelen moda tasarımcılarıyla hazırlanan özel bir koleksiyonla tanıtılmıştı.
Türkiye Dokuma Atlası projesi, asırlık dokumaları sandıklardan çıkarıp, tasarım dünyasına taşımayı ve ekonomik değere dönüştürmeyi amaçlıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde, Milli Eğitim Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB), İstanbul Sabancı Beylerbeyi Olgunlaşma Enstitüsü ve Marmara Üniversitesi’nin katkılarıyla yürütülen projenin sergisinde, bölgesel rotalar izlenerek, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden bir araya getirilen 151 çeşit dokuma türü izlenime sunulmuştu.
Proje kapsamında, akademik araştırmalar sonucunda, “Osmanlı Saray Kumaşları” ve “Anadolu Yöresel Kumaşları” başlıklarında Türkiye’nin kumaş haritasını oluşturan 397 yöresel kumaş tespit edilerek özellikleri veri tabanına işlendi.
Hedef Antep kutnu, Ankara sofu, şal şepik, Rize beziferetiko, ehram, beledi ve Denizli Buldan gibi dokumaları çağdaş tasarımlara dönüştürerek dünyaya tanıtmaktı.
Moda tasarımcılarının ve Olgunlaşma Enstitüsü öğrencilerinin hazırladığı “Geçmişten Geleceğe” temalı koleksiyon, Emine Erdoğan’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen 99 ülkenin büyükelçi ve eşlerinin katıldığı bir davetle tanıtıldı.
İşte Dilek Hanif’in Hatay ipeğinden ve Antep kutnusundan yaptığı tasarımları da ilk kez o defilede görmüştüm.
Şimdi ise Dilek Hanif, Atatürk Kültür Merkezi’nde bir sergi ve kitapla karşımızda.
Kendi sunduğu ve NTV’nin Halkbank’ın katkılarıyla hayata geçirdiği Halkın Sanatı, 32 bölümün ardından özel bir kitap ve sergiye dönüştü.
Sergide, Anadolu’nun dört bir yanından onlarca ustanın elinden çıkan eşsiz dokuma ve işlemelerin Dilek Hanif’in modern tasarımlarına dönüştüğü 32 kıyafet yer alıyor.
Sergi, Tokat’ın tahta baskısını, Erzurum’un kaybolmaya yüz tutmuş ehramını, Antepli ustaların ellerinde gelecek kuşaklara taşınan kutnuyu, Bartınlı kadınların göz nuru tel kırmayı yeniden keşfetmeye olanak sağlıyor. Kastamonu’nun tırnak bağı işlemesinin giysilere ne denli şıklık kattığına, dünyanın ilk tekstil ürünü keçenin modern zamanlarda bir moda malzemesi olarak nasıl kullanılabildiğine tanıklık etmeye, Hatay ve Bursa ipeklisinin kıymetini yeniden hatırlamaya imkân sağlıyor.
Kütahya’nın tefebaşı sanatının, Göynük’ün tokalı örtmesinin giysilere kazandırdığı değeri tekrar ortaya çıkarıyor.
“Benim için gelecek, geçmişle şimdinin kesiştiği bir köprüdür. Gelenekselin yüzlerce yıllık dokunuşlarının ilmek ilmek bugüne yansıdığı bir ilham köprüsü. Halkın Sanatı hayatımın en büyük keyif ve keşif yolculuğuydu.” diyor Dilek Hanif.
Sergi, 26 Kasım’a kadar AKM’de devam ediyor.