Yerel seçimlere 3 aydan az bir süre kaldı. İptal edilen Mart 2019 İstanbul seçimlerinin ardından ceketini çıkarıp kolları sıvamasıyla hafızalara kazınan CHP’nin bir kez daha aday gösterdiği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Toplum bizden kollarımızı sıvamamızı istiyor. Tabii umut ederim bir daha ceketi aynı sebeple çıkarıp kolları sıvamak zorunda kalmayız ülkemizde” dedi. Seçim sürecinin zorlu geçeceğinin sinyalini veren İmamoğlu, “Ailemin 30 küsur yıllık şantiye dosyalarına bakacak kadar teftiş yapan insanlar hadlerini aştılar, yine boş durmayacaklar” diye ekledi.
İstanbul’da ilçe adaylarına kim karar veriyor?
İmamoğlu, Sözcü’den İpek Özbey’e konuştu. İstanbul’da ilçe adaylarına kendisinin karar verdiği iddiasına, “Böyle bir şey mümkün mü? Bakınız ben ortak akıl, ortak masa çalışma kültürünü çok yoğun yaşayan ve yaşatan bir insanım” diyerek tepki gösterdi.
“Böyle bir hadsizlik mümkün mü?”
Aday adaylarının kendisini aradığını belirten İmamoğlu, “Hepsini dinlemeye çalışıyorum. Ve genel merkezle paylaşıyorum. Daha üst düzey kritik bir husus tespit etmişsem bunu Sayın Genel Başkanımla da paylaşıyorum. Ama bu onların sahasıdır, yani Parti Meclisi’nin sahasıdır, MYK’nın sahasıdır ve buradaki en yetkili ve tek yetkili kişi Sayın Genel Başkan’dır. Dolayısıyla kararların alınma mekanizması oradadır. Böyle bir hadsizlik mümkün mü? Ben kendi konumumu biliyorum, partimin içinde yapmam gereken ve ilgilenmem gereken sahaları da biliyorum. Ama bildiğimi esirgemem, anlatırım, sunarım, bana gelmiş bilgi varsa aktarırım. Bu da benim sorumluluğumdur” dedi.
“Toplum bizden kollarımızı sıvamamızı istiyor”
İptal edilen İstanbul seçiminde seçmen karşısında ceketini çıkarıp gömleğinin kollarını sıvadığı anla ilgili, “O sıcaklık, o coşku bir anda ceketimi, kravatımı çıkarmamı gerektirdi ve bir simgeye dönüştü” dedi. İmamoğlu, “O hareketle halkın coşkusu arttı. Alkış, ıslık, belki de dünya siyasi tarihine geçen bir olay yaşadık. Ondan sonra kravatı çıkartmak ve kolları sıvamak refleksi gelişti” diye konuştu. İmamoğlu, “Toplum bizden kollarımızı sıvamamızı istiyor. Tabii umut ederim bir daha ceketi aynı sebeple çıkarıp kolları sıvamak zorunda kalmayız ülkemizde” diye ekledi.
“Adı ister Sayın Cumhurbaşkanı, ister bir başkası olsun…”
İmamoğlu, belediyenin ötesinde iktidara yönelik açıklamaları ve tutumu hakkında gelen eleştirilere şöyle yanıt verdi:
“İcat olunmamış müdahalelerle karşılaştık. Elimizden mülkümüz alındı, yetkimiz alındı. Paramız verilmedi ya da paramıza el konuldu; olmayacak işler yaşadık. Şimdi bunlara karşı direnç göstermek, hak yemeyen bir insan olarak hakkını da yedirmeme derinliğini, felsefesini toplumun önünde sergilemek gerekmiyor mu? Adı ister Sayın Cumhurbaşkanı, ister bir başkası olsun haksızlık yapıyorsa hukuki çerçevede ona cevabını vermek, bundan geri durmamak gerekiyordu. Yani şunu yapamazdım: Susalım, konuşmayalım, eyvallah diyelim. Ben 16 milyon insanın büyük bir çabasıyla seçildim ve o ikinci tura giderek beni seçen insanlar büyük bir sorumluluk da yükledi. Bu büyük oranda şehirle ilgiliydi, elbette her konuya müdahil değilim. Ama şehri de ucundan ya da köşesinden ilgilendiren bir hususta haksızlık varsa bunun karşısında dik duracaksın dedi bana. Ben de bunu yaptım.”
“Bir yere talip olduğumu söylemedim”
İmamoğlu, “halkın kendisine cumhurbaşkanlığı misyonu yüklediği” yorumuna, “Bu bahsettiğiniz biçimde bir yere talip olduğumu söylemedim. Hiçbir zaman benim böyle bir siyasi yolculuğum var demedim” karşılığını verdi. İmamoğlu şöyle devam etti:
“Geri dönülemez hatalarla çok kötülük yapıldı, kendi ifadeleriyle ihanet ettiler İstanbul’a”
“Zorlandığımız anlar oldu ama hiçbir zaman ‘Ben şu olacağım’ demedim. Beylikdüzü’nde de demedim, İstanbul’a gelirken de demedim, şu anda da demiyorum. Şu anda bir hedefimiz var, o da İstanbul’a kaybedilen yıllarını kazandırmak ve bir an önce hak ettiği seviyeye getirmek. Muazzam fırsatları olan bir şehrimiz var ama geri dönülemez hatalarla çok kötülük yapıldı, kendi ifadeleriyle ihanet ettiler İstanbul’a. Çıktığımız yolculuk, bunları ortadan kaldıran bir süreci İstanbul’a kazandırmak yolculuğudur.”
“Ailemin 30 küsur yıllık şantiye dosyalarına bakacak kadar teftiş yapan insanlar hadlerini aştılar, yine boş durmayacaklar”
İmamoğlu, “Geçen seçimde göğüslediğiniz güçlükleri, yasal problemleri yine karşınıza çıkarırlar mı?” sorusuna şöyle yanıt verdi:
“Yaşamayacağımızı düşünmek hayalcilik olur. Elbette yaşamak mümkün. İnşallah yaşamayız. Keşke yaşamasak. Ama ne yazık ki bunun emarelerini yakın zamanda gördük. Hakkımızda yapılan soruşturmalar, teftişler, İstanbul’u bırakın 8-9 yıllık Beylikdüzü hikayelerine dönmeler, benim ailemin 30 küsur yıllık şantiye dosyalarına bakacak kadar teftiş yapan insanlar hadlerini aştılar. Ismarlama müfettişler gördük. Hakkımızda verilen mahkeme kararı, bir hâkimin dirençli ve adaletli duruşuna dönük hemen bir atama yaparak onun bir karar almasını sağlamak… Bütün bunlar bize gösteriyor ki boş durmayacaklar. Umarım yapmazlar. Çünkü halk nasıl 6 Mayıs’tan sonra nasıl bir demokrasi tokadı attıysa daha büyüğünü 31 Mart seçimlerinde yaparlar.”
“İnsanlar aldatılıyor”
TRT yayınlarında İBB’nin isminin geçirilmediğini söyleyen İmamoğlu, “Beni belki de en çok üzen konulardan biri bu. Bir insan size belki bir an için nefretle bakıyor ama sizi tanımıyor ki. Yani ona servis edilen kadar biliyor. Talimatla aynı manşetleri basan ya da aynı haberleri slogan gibi veren gazete ya da televizyonlardan bahsediyorum. Onların da etkisiyle aldatılan insanlarımız var. Net söylüyorum, insanlar aldatılıyor” ifadelerini kullandı.
Röportajın tamamını okumak için .